Osman YAZICI / Esenler Müftüsü
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Yüce rabbimize hamd ederek sevgili peygamberimiz (s.a.v) efendimize salat ve selam ederek bugün önemli bir konu üzerinde birkaç açıklama yapmak istiyorum malumunuz elli bin kişi civarında şehidimiz var Gazze’de bunların yüzde 70’i kadın ve çocuklardan oluşuyor artık orada bir hayatın varlığından bahsetmek nerdeyse mümkün değil ve böyle bir ortamda Müslüman kardeşlerimiz için bizler neler yapmalıyız elbetteki bunun birkaç adımı var bunun belki öncelik sırası ikinci adımı üçüncü olarak sıralama yapılması gereken işler var birinci adımda bugün buradaki kardeşlerimizin acılarını ızdıraplarını sıkıntılarını giderebilmek için önce açlıklarının yatıştırılması yaralarının iyileştirilmesi lazım yani yaşama haklarının kendilerine verilmesi lazım yaşayanların yaşıyabilmesi için lazım gelen ne varsa bunların ulaşmalarının temini için gayret göstermek lazım. Şu anda belki bir şekilde şehadete ulaşanlar onlar dünya imtihanını tamamlamış fakat hayatta kalanlar hayatlarının devam ettirebilmeleri için lazım gelen zaruri ihtiyaçlarının karşılanması için bütün insanlık alemine düşen sorumluluklar var özelliklede islam aleminin bu konudaki sorumlulukları çok büyük aç olan bir insanın birinci derecede önceliği açlığın doyurulmasıdır midesi aç olan bir insanın başka bir şey yapabilme imkanı yoktur önce açlığın giderilmesi ikinci olarak ilaç ihtiyacı tedavi olmaya ihtiyaçları bunların karşılanması lazım üçüncü olarak da baktığımızda barınma ortamlarının oluşturulması ki yeni bir kış kapımızda kışın yaşamak kışın kış şartlarında hayatı idame ettirebilmek çok daha zor İslam alemi maalesef duymaz görmez anlamaz bir durumda “onların gözleri var görmezler kulakları var işitmezler kalpleri var duymazlar” (Araf s.179 ) ayeti kerimesindeki rabbimizin inançsız insanlara tasvir ettiği özellikleri bugün birebir Müslümanlar birebir sergiliyorlar bu çok üzücü bir durumdur. Biz Müslüman kardeşlerimizin dertlerini duymalı iniltilerini işitmeli sıkıntılarını yardım etmek için gayret sarf etmeliyiz. Öyle bir zamandayızki dua etmek elimizi kaldırıp da dua etmek bile insanlara artık zor gelmeye başlamış duamızı bile esirgediğimiz bir zamandayız Yahudi hegemonyasının en önemli beslendiği kaynağı ekonomileridir üretimleridir dünyanın dört bir yanında küçük büyük demeden deterjandan makyaj malzemesine gıdadan silaha varıncaya kadar bir çok ürün Yahudiler tarafından ya da onlara destek veren kurum kuruluş ve firmalar tarafından üretilmekte İşte bu durumda boykot boykot uygulama boykotun uygulanması hakkında müslümanlar çok hassas davranılmalı bundan ne çıkar bir tane almış olduğumuz bir tane bisküviden bir tane mamadan bir tane temizlik malzemesinden bir şişe sudan ne çıkar demeden tamamına kesintisiz bir şekilde boykot edebilmeyi Müslümanlar kendileri için bir görev bilmeli kendi hassasiyetleri yanında buna dikkat etmeyen Müslüman Kardeşlerinide uyarmaktan geri kalmamalıdırlar Çünkü Müslümanların ortak görevlerinden bir tanesi iyiliği emretmek kötülükten sakındırma vazifesidir ki bu bir farz görevdir Aynen namaz gibi Oruç Gibi zekat gibi farz olan bir görevdir iyiliği emretmek ve kötülükten sakındırmak iyiliği yapmak kötülüğü yapmamak değil İyiliği kendisi yaptığı gibi Onu diğer Müslümanlara da emretmek kötülükten sakındırmak bir görevdir müslümanların görevidir üzgünüz bugün hala birçok işletmede marketlerde iş yerlerinde lokantalarda boykot ürünleri çok rahat bir şekilde satılıyor raflarda bulunuyor Ve Müslümanlar da hiç düşünmeden ayrım yapmadan bunları alıyorlar Cenabı Allah bize kur'an-ı Kerim'de çok defa Neden akletmiyorsunuz neden düşünmüyorsunuz diye bize sorar Demek ki bizim öyle bir sorumluluğumuz var Müslüman düşünmeli kime hizmet ediyorum nereye gidiyorum diye Bu soruların mutlaka kendisine sormalı ve bunun gereğini yapmalıdır. Bir diğer konu tarih boyunca Yahudilerin peygamberlerine kendilerine gönderilen peygamberlere ve inananlara uyguladıkları zulümler baskılar bozgunculuk fitne kargaşa olayları her ortamda platformda iyi anlatılmalı ve bunlara fırsat eline geçtiği zaman nasıl bir tahribat yaptıkları iyi bilinmelidir. Peygamberimiz efendimiz aleyhisselatu Vesselam'ın Medine'ye hicretten sonra Medine Sözleşmesi yapıp Medine'ye ortak savunma noktasındaki birlik ve beraberlikle almış oldukları kararlarını Yahudiler birer birer bozmuşlar bununla da kalmamış Müslümanlara her fırsatta başta Peygamberimiz (a.s) olmak üzere hile ve tuzak kurmuşlardır bu durumunda çok iyi bir şekilde anlatılması ve bilinçlendirilmesi lazım . Bir diğer önemli bir konu neden bu insanlar bir insanın yatmayacağı bir kötülüğü işlemektedirler diye düşündüğümüzde Eğer insan batıl bir inanışa sakat bir inanca bozuk bir itikada sahib olursa yaptığı kötülükleri iyilik olarak bilirse yaptığı kötülüklerden dolayı buna sevap kazanıyorum mantığı ile yaparsa bu insanın yaptıklarının kötülükleri anlaması düşünülemez burada batıl bir inanç bozuk bir itikat söz konusu nasıl bir inançtan bahsediyoruz kendilerini efendi kendi dışındakilerinin tamamını onların kölesi ve yaptıkları her türlü zulüm ve kötülüğü kendileri için hak olarak bilen yanlış bir inançtan bahsediyoruz böyle bir yanlışın hep bilinmesi bizim tarafımızdan özellikle gençlerimiz tarafından çocuklarımız tarafından bu yanlışın iyi anlatılması bilinmesi ve buna göre de çareler oluşturmak lazım. Bir diğer konu Artık yaşadığımız Şu günlerde şunu anladık ki Müslüman üzerine düşen görevi yaparken başkasından yardım isteyen değil kendi sorumluluğunu bilen Kendi Ayakları üzerinde duran Cesur olan insanlardan yardım beklemek yerine Allah'ın yardım edeceği inancıyla Hak ve Hakikat uğrunda malıyla canıyla Cihat etmenin Müslüman'ın aslı görevi olduğu bilinciyle her bir Müslümanın cihat şuruyla bu mücahedede bu mücadelede Filistin'in yanında filistin'li kardeşlerimizin yanında yer alması hakkın savunucusu mazlumun yardımcısı zalimin karşısında ona dirençli olması en önemli görevimizdir. Kudüs adı üzerinde mukaddes bir beldedir. Yüce Rabbimiz kur'an-ı Kerim'de buranın mukaddes bir yer olduğunu vahiy yeri olduğunu Peygamberimiz efendimiz aleyhisselatu Vesselam'ın miracında bizim için bir Konak olduğunu ve Müslümanların ilk kıblesi olan bu mescidin her türlü zulümden tasalluttan kurtulması gerektiğini bize Rabbim bir görev bir ödev olarak veriyor ve bu konuda çalışmak bizim vazifemizdir. Ümidimizi kesmemeliyiz Allah'ın yardımı ve inayetiyle Özgür Filistin için mücadele etmeliyiz Allah'ın izniyle bunun gerçekleşeceğine de inancımız tamdır.
Tarık Sezai Karatepe / Yazar
Öncelikle bizim bir İslam dünyasından bahsetmemiz için Müslümanların ekonomik,siyasi,askeri,kültürel,sosyal işbirliği içerisinde olmaları gerekir. Şu anda yaşadığımız dünyada Müslümanlar Bizler siyasi ekonomik sosyal askeri kültürel bir işbirliğinden yoksunuz. Dolayısıyla bizim Filistin ile ilgili Doğu türkistan'la ilgili sudan'la ilgili veya dünyanın farklı bir sorunlu Bölgesi ile ilgili yapacağımız çalışmalar çok eksik magazinsel sosyal medya ağları ile sınırlı sadece dizimize dövünmekle üzülmekle geçirebildiğimiz şeylerdir sadece paylaşım yaparak sadece etiketleyerek sadece boykot yaparak Filistin için bir şeyler yapabildiğimizi zannediyoruz. Bu bir gaflettir Türkiye ve dünya müslümanlarının bugün Filistin için yapması gereken şey bir kere Bütün Müslüman ülkeler biri milletlerden çıkmalıdır nato'dan Türkiye'ye çıkmalıdır Avrupa Birliği'ne girme çalışmalarını durdurmalıdır Bunun tam aksi olarak da İslam birleşmiş milletleri İslam Kültür iş işbirliği İslam askeri Teşkilatı İslam sosyal Teşkilatı İslam kültürel Teşkilatı şeklinde Global ölçekte bütün müslümanları ve bütün mazlum insanları müslüman olsun olmasın bütün Mazlum insanları kucaklayacak bir sistem içerisine girmeliyiz vaktiyle başlatılmış olan D8'in yani Nijerya,Mısır,Türkiye,İran,Pakistan,Bangladeş,Malezya ve Endonezya'dan oluşan bereketli hilalin yeniden hayata geçirilmesi gerekir bütün bunlar olmadıktan sonra bugün Filistin için ağlarız Yarın bir başka bölge için ağlarız öbür gün başka bir bölge için ağlarız bunun bir faydası yok gelin el birliği ile artık şu Kuş dilini kullanmaktan vazgeçelim daha yürekli bir biçimde yüz bine yakın şehidimizin olduğu gazze’den ilham alarak şuur alarak şehitlerimizin hatırına gazilerimizin hatırına ayağa kalkalım ve diyelim ki Müslümanlar kardeştir Ne mutlu Müslümanım diyene şuuruna sahip çıkalım Müslüman kardeşlerimizi kucaklayalım Şu halde Sabah kalkıyoruz NATO üyesiyiz akşam yatıyoruz NATO üyesiyiz Bi kere Nato'nun bütün üstleri ülkemizin her tarafını sarmış bir kere ülkemiz NATO işgali altında 25'ten fazla NATO üssü var Kürecik üssü bir kere İsrail'in güvenliğini sağlıyor biz bu durumda Gazze'den yanayız diyebilir miyiz. Evet söz ile Gazze'den yanayız ama NATO üslerinin olduğu bir ülke nasıl Gazze'den yana olabilir. Şu anda Türkiye Mısır ile ve Amerika ile birlikte İsrail'den yana bir görüntü çiziyor malesef üzülerek söyleyelim bizim şu anda görüntümüz Evet dış dünyaya yönelik olarak biz Gazze'den yana diyoruz ama fiiliyatta hiçte gazzeden yana değiliz sadece mama göndermekle çocuk bezi göndermekle ilaç göndermekle aşevi açmakla biz gazze’den yana olduğumuzu söylüyoruz ve bir yanılsamadır gaflettir bu gaflet halinden bir an önce kurtulalım diyorum Allah'a emanet olun